have a nodding acquaintance with someone: birisiyle pek az tanışmak, sadece selamlaşmak.
I have a nodding acquaintance with her. (b) (bir konu hakkında) pek az /sathî bilgisi olmak, pek az âşina olmak, fazla bir şey bilmemek.
a nodding acquaintance with chemistry. (c) pek az tanışılan kimse, uzaktan ahbap/arkadaş.
She and I are not really friends, only nodding acquaintances: Onunla arkadaş değiliz, sadece uzaktan tanışırız.